11 Haziran 2010 Cuma

BİNLERCE KEZ YENİDEN DİRİLEN ŞEHİR

"Binlerce kez öldü binlerce kez yeniden dirildi.." diyor Lübnanlı şair Nadia Tueni. Gerçekten de Beyrut böyle bir şehir. Yıllarca iç savaşa, çatışmalara ve kuşatmalara maruz kalan Beyrut,'Ortadoğu'nun Paris'i olarak kalmaya direniyor. Şimdilerde Beyrut'un eski ışıltısı yeniden parlıyor.



Beyrut, lüks otelleri, şık restoranları, ünlü butikleri ve birbiri ardına açılan gece kulüpleriyle dünyanın en çekici kentleri arasında yer alıyor. Artık vize derdiyle uğraşmadan İstanbul'dan Beyrut'a uçakla yaklaşık bir buçuk saatte ulaşmak mümkün.


MERMİ İZLİ BİNALAR VE ÜNLÜ BUTİKLER...

Refik Hariri Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki mesafe sadece 15 dakika. Şehir merkezine doğru ilerlerken bazı binalarda mermi izlerinin aynen durduğuna tanık oluyoruz. Ayrıca eski apartmanların pek çoğunun balkonuna perde giydirildiği dikkatleri çekiyor. Beyrut tam olarak kontrastlar şehri. Zaman zaman gösterişli ve lüks binalar hemen yanı başında ise savaştan nasibini almış yapılar karşınıza çıkıyor. Beyrut'un güneyinde yoğun olarak Müslüman, kuzeyinde ise Hıristiyan halk yaşıyor.



Savaş sırasında yerle bir olan Beyrut'un merkezi (Downtown) yeniden inşa edilmiş. Özgürlük Meydanı'nın hemen yanında yer alan Downtown'da dünyaca ünlü moda tasarımcılarının butikleri, kafeler ve restoranlar bulunuyor.


Beyrut'ta diğer Arap ülkeleri gibi beyaz elbiseyle dolaşanlara pek rastlamıyoruz. Merkezdeki sokaklarda dolaşırken sanki bir Avrupa ülkesinde dolaşıyorsunuz hissine kapılıyorsunuz. Dilerseniz saat kulesinin yakınlarından geleneksel el sanatlarıyla ilgili ürünler alabilirsiniz. Ya da Achrofieh'deki ABC adlı alışveriş merkezinden ünlü markaların tasarımlarına ulaşabilirsiniz.


RENKLİ GECE HAYATI

Beyrut tam bir parti cenneti ve eğlence şehri. Hard-Rock Cafe'sinden Buddha Barı'na kadar çok sayıda seçenek var. Monot caddesi renkli gece hayatının ana merkezi. Ayrıca Ortadoğu'nun en büyük kumarhanesi de Casino Du Liban, Beyrut'un kuzeyinde yer alıyor. Körfez ülkelerinden buraya yoğun ilgi olduğu vurgulanıyor.


BEYRUT SAHİLLERİ

'Corniche' de bizim tabirimizle Kondon Boyu'nda sabahın çok erken saatlerinden gece yarılarına kadar kadınlı erkekli Beyrutluları görmek mümkün. Kimisi koşuya çıkmış, kimisi bisiklete biniyor. Turistler için de dalgaların oyduğu Güvercin Kayaları'nda fotoğraf çektirmek çok popüler.

Beyrut sokaklarında toplu taşıma araçlarına pek rastlamıyoruz. Genellikle halk özel araçlarını kullanıyor. Öte yandan şehirde taksi kullanmak çok yaygın. Ülkede, 'Lübnan Pound'unun yanısıra dolar da pek çok yerde geçiyor.


BÜYÜLEYİCİ MAĞARA

Doğa harikası Jeita Grotto mağaraları Beyrut'a 18 kilometre uzaklıkta. Jeita Ortadoğu'nun en büyük mağarası. İlk gezdiğimiz bölümde, kendinizi ışıklandırmanın da etkisiyle fantastik bir filmin içindeymiş gibi hissediyorsunuz. Diğer bölümü ise tekneyle gezebiliyorsunuz.

BYBLOS'TA GÜNBATIMI

Ayrıca Beyrut'a 37 km uzaklıktaki Byblos da Lübnan'da görülmesi gereken yerler arasında. 7 bin yıllık antik kent Byblos'un dünya tarihi için çok büyük öneme sahip.

Modern alfabenin kökenleri burada atıldı. Eski çağlarda Fenikelilerin başlıca liman şehri olan Byblos'un sahilinde salaş balık lokantaları, taş evler ve balıkçı barınağı bulunuyor. Akdenizliliğin etkisi Lübnan'da yoğun olarak hissediliyor. Meze yemekten ana yemeğe vakit kalmıyor. Özellikle humus, bulgurlu maydanoz salatası ve deniz ürünleri çok lezzetli.

Beyrut kıyısındaki Hard Rock Cafe'nin girişinde Beatles'ın "Hepimizin bir olduğunu göreceğimiz o gün gelecek" sözleri yazılı. Efsane müzik grubunun bu sözleri bir gün gerçek olur mu bilinmez ama Beyrut'ta insanlar sanki yarın olmayacakmış gibi anını yaşıyor.

İŞTE BEYRUT VE BYBLOS VİDEOSU




VİZESİZ GÜZELLİK-NİLÜFER ŞENSÖZ-SABAH GAZETESİ-02.04.2010- http://www.sabah.com.tr/Turizm/2010/04/02/vizesiz_guzellik

UYARI: YAZI VE FOTOĞRAFLARIN İZİNSİZ KULLANILMASI HALİNDE YASAL İŞLEM YAPILACAKTIR.