31 Mayıs 2009 Pazar

KARADENİZ'İN 'PARLAK ŞEHRİ'

Karadeniz'in suskun kaldığı bir günde 'Parlak Şehre' varıyoruz. Burada güneş denizden doğup denizden batıyor. Eski adıyla Diapolis(Parlak Şehir) olan Akçakoca tam anlamıyla fındık ve balık diyarı.


1950'li yıllarda kumsallarında gitarlı partilerin yapıldığı, ateşlerin yakıldığı, gençlerin rağbet ettiği Türkiye'nin en popüler turizm beldesi olan Akçakoca, şimdilerde eski parlak günlerine kavuşmaya çalışıyor.
Yeşil ve maviyi sahil boyunca sıralanmış beton apartmanlar gölgelese de kumsalları, balık barınağı ve deniz fenerleri Akçakoca'yı hala çekici kılıyor. Düzce'ye bağlı Akçakoca, Ankara ve İstanbul'a yakınlığı ile hafta sonları ya da günübirlik ziyaretler için cazibesini koruyor.

Bir zamanlar kumsal olan ve yapılan düzenlemeyle kıyısına set çekilerek yapılan balıkçı barınağında, Karadenizli balıkçıların renk cümbüşüne seyirci oluyoruz. Barınakta çok sayıda balık lokantası bulunuyor. Bu lokantalarda kalkan, lüfer, çinekop, mezgit, palamut, barbun, hamsi ve istavrit gibi pek çok deniz ürününe taptaze ulaşabiliyorsunuz.

FINDIK YAĞINDA KIZARMIŞ BALIKLAR

Depremden sonra Akçakoca'ya yerleşen Karacan ailesinin işlettiği AYFA Balık Evi de barınaktaki mütevazi balık lokantalarından biri. AYFA'da çok uygun fiyatlara, fındık yağında kızarmış leziz balıklarda tatmanız mümkün. Lokantada otururken barınağa giriş yapan tekneleri, ağları onaran balıkçıları izleyebilir, deniz fenerleriyle güneşin dansına tanık olabilirsiniz. Dilerseniz balıkçı tekneleriyle Akçakoca turu da yapabilirsiniz.

Limandan çıkıp Akçakoca'nın içlerine doğru yürüdüğünüzde bölgedeki beton ve boyasız binalar gözleri yoruyor. Öte yandan Yukarı Mahalle'ye doğru çıktığınızda Akçakoca'nın geleneksel evlerinin sadeliğiyle büyüleniyoruz.

Akçakoca'da fındık ve balığın yanı sıra kestane balı ve dağ çileği de çok ünlü. Ayrıca buraya yolu düşenler, sahilde Gülez ailesi tarafından işletilen mekanda bulabileceğiniz "Mancarlı Pide" ve "Melen Güçleği" tatlısını denemeden dönmemeliler.

Cemil Gülez, mancarlı pidenin Akçakoca'ya has bir pide çeşidi olup önceden tutulmuş mayalarla yapıldığını vurgulayarak, Mancarlı pidenin nasıl yapıldığını anlatıyor:"Mayalarımızın kendine has bir kokusu ve kabarma özelliği var ve bunlar pazılanarak açılır.İçerisinde ise önceden hazırlanmış olan kıyılmış haldeki mancar, maydanoz, soğan, nane, karabiber ve çeşitli baharatlar bulunuyor. Daha sonra ise bu pideler saçta kıvama gelinyece kadar pişirilir ve sıcak sıcak yapılır."

ORTA ASYA'DAN AKÇAKOCA'YA TATLININ YOLCULUĞU

Melengüçceği tatlısının Orta Asya'dan yolculuğunu ise Cemil Gülez şöyle anlatıyor: "Orta Asya Türkleriyle gelen bir tatlı çeşidi olan sonraları ise Melen ovalarında yetişen kaymağı tortusu ile yapıldığı için melengüçceği ismini aldı. Sade olduğu gibi ballanarak ( kestane balı ile) veya şekerlenerek yenilebilir. Ayrıca Akçakoca ormanı çilek reçeli ile farklı bir aroma verilmesi mümkün. Melengüçceği tatlısı yemeklerden sonra sıcak olarak verildiği gibi soğuk olarak dondurma ilavesi ile ikram edilebilir."

CENEVİZ KALESİNDEN DUMANLAR YÜKSELİYOR!

Akçakoca'nın sembolü haline gelen tarihi kalesinin doğu ve batısında etkileyici iki kumsal bulunuyor. Akçakoca'nın falezleri ya da diğer adıyla Beyazkayalar kaleden görülebiliyor.
Cenevizler tarafından yapıldığı söylenen Kale'nin içi Belediye tarafından piknik alanı olarak işletiliyor. Bir yandan mangal yapıp diğer yandan deniz keyfi yapılabiliyor. Kaleye çok rağbet olduğu için zaman zaman mangal dumanları her yana yayılıyor ve gözgözü görmüyor. Kumsaldan baktığızda da Ceneviz Kalesi'nden dumanlar yükseldiğine tanık oluyorsunuz.

MAĞARA VE ŞELALELER

Şehir merkezindeki klasik kubbesi olmayan Merkez Cami, sekizgen köşelerden oluşan kubbesi ve mavi dokulu minareleriyle görenleri şaşırtıyor. Ayrıca Akçakoca yakınları da mağara ve şelaleler meraklılarını bekliyor. Arabanız varsa buradaki doğa harikalarını görmeniz mümkün. İlçe merkezininin 8 km doğusundaki Fakıllı Mağarası'na gitmek için Çuhallı çarşısından, itfaiye ve cezaevi güzergahını takip ederek, çevre yolu köprüsü altından geçerek köy merkezine ulaşabilirsiniz. Aktaş Şelalesi, Akçakoca'dan 11 km uzaklıkta, Sarıyayla Şelalesi de doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için çok ideal. Akçakoca'nın 3 km. güneybatısında Ahmet Dede Türbesi ile ahşap tarihi bir cami ve taş bir hamam kalıntısı bulunuyor.

'APARTMAN PANSİYONLAR'

4 yıldızlı otelinden pansiyonuna kadar Akçakoca'da her bütçeye göre kalınabilecek yerler olsa da geleneksel dokuya uymayan 'apartman pansiyonların' bölgedeki çokluğu dikkatleri çekiyor.

NASIL GİDİLİR?

Özel otomobille giderseniz Akçakoca, İstanbul ve Ankara'dan yaklaşık 2.5-3 saat uzaklıkta yer alıyor. TEM istikametinden Düzce turnikelerine kadar gelip oradan E5 karayoluna çıkılıyor ve buradan Zonguldak Düzce Akçakoca istikameti ile Akçakoca'ya ulaşılıyor. Akçakoca'ya otobüsle de gitmek mümkün. Ancak otobüsle ulaşım süresi İstanbul'dan 4 saati aşıyor. Bunun nedeni ise şehirler arası otobüslerin şehiriçi otobüsler gibi çok yerde durması. Akçakoca'ya otobüsle günübirlik gitmek isteyenler bu süreyi gözönünde bulundurmalılar.

NİLÜFER ŞENSÖZ- 29.05.2009- SABAH GAZETESİ http://www.sabah.com.tr/Turizm/2009/05/29/karadenizin_parlak_sehri


UYARI: YAZI VE FOTOĞRAFLARIN İZİNSİZ KULLANILMASI HALİNDE YASAL İŞLEM YAPILACAKTIR.





1 yorum:

  1. Yıllar önce 20 sene önce gitmiştim.Denize paralel fındık ağaçları ve yeşilin her tonu ile örtülü sessiz sakin bir o kadarda güzel bir yerdi.İnşallah bu güzelliklerini kayıp etmemiştir.

    YanıtlaSil