6 Ağustos 2009 Perşembe

GÖCEK'İN TURKUVAZ KOYLARI-YAVANSU

Yavansu Koyu'na ilk girdiğinizde burası adı üstünde pek bir yavan geliyor. Ancak koyda geçirdiğiniz süre ilerledikçe önyargınız yerini hayranlığa bırakıyor.



Tekneyi Recep Bey'in yüzen restoranının yanına bağlıyoruz.Tekneyi bağlar bağlamaz da suya atlıyoruz. Yavansu Koyu'nun derin ve berrak sularında sanki ağaçlar denizinde yüzüyorsunuz.


GİZEMLİ LYDAE
Yavansu Koyu'nun içlerine doğru çam ve zeyti
nlerin arasında yapacağınız yaklaşık yarım saat süren keyifli yürüyüşün ardından antik Lydae kenti karşınıza çıkıyor. Bu kentle ilgili hiçbir bilgi yok. Antik kentin turistik şekilde paketlenmemesine mi sevinelim yoksa şimdiye kadar antik kentte kazı çalışması yapılmamasına mı üzülelim... Bölgede nereye gitseniz geçmişin bilinmezliğini koruduğuna tanık oluyorsunuz.
Fethiye Müze Müdürü İbrahim Malkoç'tan aldığımız bilgilere göre, bölgede yüzey araştırması yapılmış ancak kazı çalışması yapılmamış. Malkoç, üniversitelere ç
ağrıda bulunarak, "Kazı başkanları elektrik ve su olmaması nedeniyle kazı çalışmasını çok maliyetli buluyor. Bilimsel araştırma için bir üniversitenin talip olması lazım" diyor.



PİŞERKEN GÜLÜMSEYEN BALIK!
Kaptanımız RYA eğitmeni Peter, bu geceyi Yavansu'da geçireceğimizi söylüyor. Recep Bey, eşi ve çocukları Yavansu'daki yüzen restaurantta misafirleri ağırlıyor. Restaurant çok salaş ve renk renk lambalarla aydınlanıyor. Saat 20:30 olduğunda gerçek ziyafet başlıyor.

Sipariş ettiğim balığı yemek için harekete geçtiğim anda ekibimizin en genci olan 13 yaşındaki Aras, "Pişerken mutlu olsa gerek, yüzü gülüyor baksana" diyerek gülümsüyor. Bu cümleyi duyuktan sonra balığı yemek konusunda bir an tereddüt etsem de gülümseyen balığın tadının muhteşem olması da açıkçası beni mutlu ediyor. Ekipteki herkes, yemeklerin lezzeti karşısında sürekli olarak "Tekrar gelmeliyim" demekten kendilerini alamıyor. Hatta Aras tabağındakileri silip süpürürken, "Keşke tabak da yenilebilir olsaydı" diyor.
KAPISIZ VE KİLİTSİZ YAŞAM
Ekip arkadaşlarından Debbie, restaurantın hemen teknenin yanıbaşında olması nedeniyle gece kokpitte nasıl uyuyabileceğimizi merak ediyor. Ancak restauranttan ayrıldıktan sonra yaklaşık yarım saat içinde Recep Bey ve ailesi restaurantı yarına hazırlama işlerini çoktan tamamlamış oluyor. 3 çocuk annesi olan Debbie, hem tatil hem de RYA eğitimi almak için İngiltere'den Göcek koylarına gelmiş. Debbie, Yavansu'da karşılaştığımız Recep Bey ve ailesinin sıcaklığı ve samimiyetinden çok etkileniyor. Eylül ayında İngiltere'den arkadaşlarıyla tekrar buraya gelmenin planını yapmaya başlıyor.
Gece koy ışıl ışıl. Uzaklardaki mavi tur teknesinde müzik sesleri geliyor. Karşımdaki kokpit minderinde kıvrılan Debbie, Ürdün Kralı'nın olduğu iddia edilen tekneyle ilgili konuşuyor. Bense duvarların olmadığı, kapısız ve kilitsiz dünyayı yaşamaktan duyduğum memnuniyetle uykuya dalıp gidiyorum. Yavansu'daki gece güne akarken birden susmayan metalik sesle tatlı uykudan fırlıyorum. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorum. Gözlerimi açtığımda karada her yerde keçiler ve keçilerin çan sesleri... İyiki uyanmışım. Yavansu Koyu'na yolunuz düşerse günün doğuşunu mutlaka yaşamalısınız.

GÖCEK'İN TURKUVAZ KOYLARI- NİLÜFER ŞENSÖZ- 6.AĞUSTOS.2009

http://www.sabah.com.tr/Turizm/2009/08/06/gocekin_turkuvaz_koylariyavansu

UYARI: YAZI VE FOTOĞRAFLARIN İZİNSİZ KULLANILMASI HALİNDE YASAL İŞLEM YAPILACAKTIR.

2 yorum: